top of page
ÇZ slider2 1920x800 çalışma tümü bg.png

2.ÇÄ°FTLÄ°K ZÄ°RVESÄ° SONUÇ BÄ°LDÄ°RÄ°SÄ°

5 ARALIK 2023 - Ä°STANBUL

ÇİFTLİK ZİRVESİ LOGO_1-8.png

AÇILIÅž

Çiftlik Zirvesi, Agro TV ve TÜSEDAD iÅŸ ortaklığı ile BOUNTARIM danışmanlığında ve Webagron etkinlik partnerliÄŸinde BoÄŸaziçi Üniversite’sinde gerçekleÅŸti. Zirvede süt sektöründeki güncel geliÅŸmeler, sektörün sorunları ve çözüm önerileri ele alındı. Zirvenin öne çıkan baÅŸlıkları; sürdürülebilirlik ve planlı üretim oldu. Agro TV’nin düzenleyici basın kurumu olarak yer aldığı zirve, Agro TV ekranlarında ve sosyal medya hesaplarında canlı olarak yayınlandı.

​

Zirveye; sektörün öncü isimleri, basın mensupları, akademisyenler ve STK üyeleri yoÄŸun katılım gösterdi. Bu kapsamda, sürdürülebilir üretimi amaçlayan TÜSEDAD; geçmiÅŸ dönemde sadece büyük çiftliklerin olduÄŸu bir dernek iken, bugün küçük ve orta ölçekli iÅŸletmeleri de kapsayan güçlü etkin bir dernek haline gelmiÅŸtir. Çünkü bizler küçük ve orta ölçekli iÅŸletmelerin büyümeleri için yardım etmek ve onlara öncü olmak istedik. Onursal üyeleri kendi bünyelerine katma imkanı saÄŸladık. Böylece daha büyük iÅŸletmelerle kendilerini geliÅŸtirmeleri için fırsat sunduk. Yani TÜSEDAD’ın yaptığı ÅŸey söylemden çok eyleme dönüÅŸtü. Çünkü siyasetin istediÄŸi küçük ve orta ölçekli iÅŸletmelerin kapanmamasıydı. Ancak son dönmede yaÅŸanan sıkıntılar özellikle küçük iÅŸletmelerin, hatta bazı büyük iÅŸletmelerin bile kapanmasına neden oldu. Bunun yanında büyük iÅŸletmeler ise büyüme çabasına devam etti.

​

Agro TV ise iÅŸletmeler arasında bilgi akışı, gündem takibi ve tecrübe paylaşımı konularında köprüler kuruyor. Profesyonel deneyim kadrosuyla, tarımındaki güncel geliÅŸmeleri ve sorunları çiftçilerimizle paylaşıyor. Ayrıca sürdürülebilirlik özelinde çeÅŸitli platformlarda çiftçi sorunlarını dile getiriyor ve bizlere destek oluyor. Konumuz sürdürülebilirlik ancak bugün 15 saÄŸmal inekle önümüzdeki 20 yılı planlamamız mümkün deÄŸil… Bu nedenle büyümeye dönük bir mahkumiyetimiz bulunuyor. Bunu herkesin algılaması gerekmektedir. Bu nedenle hayvancılık yapmaya istekli kiÅŸilerin tek baÅŸlarına deÄŸil, birlik halinde daha büyük kapasiteli iÅŸletmeler kurmaları desteklenmelidir. Büyüme veya büyük olmak her zaman sürdürülebilir üretim anlamı taşımamaktadır. Zarar eden bir iÅŸletme büyüdüÄŸünde, zarar da büyüyecektir. Ayrıca küçük bir iÅŸletmeyi yönetmekle büyük bir iÅŸletmeyi yönetmek arasında büyük farklılıklar vardır. Bir çiftçinin baÅŸarılı olabilmesi için çiftçi olmasının yanında, baÅŸka yeteneklerinin de olması gereklidir. ÖrneÄŸin; finansal okuryazarlık ve yönetim tecrübesi gibi özellikler gerekmektedir. TÜSEDAD tam da bu aÅŸamada devreye girmektedir. Küçük iÅŸletmelerin ayakta kalması ve büyümesi her zaman kolay olmuyor. Çünkü 3-5 saÄŸmalı olan küçük iÅŸletmeler, yaptıkları iÅŸle o kadar yoÄŸunlar ki bu yoÄŸunluktan bir adım geri atıp ben neredeyim, nereye gidiyorum ve nereye gitmek istiyorum sorularını sormakta zorlanabiliyor.

​

Amaçladıkları noktaya varmak için ihtiyaç duydukları bilgi ve beceri noktasında zorluk yaşıyorlar. Birde bunun üzerine yanlış devlet politikaları eklendiÄŸinde, küçük iÅŸletmeler için bir facia yaÅŸanmış oluyor. Bunun son örneklerini de son yıllarda gözlemliyoruz. Bu dönemde çiftliklerde bir hayatta kalma refleksi geliÅŸti. Bu refleksle zaman zaman ciddi hayvan kesimleri yaÅŸadık. Ancak ülkemizin tarım potansiyeli o kadar büyük ve bunu kullanmak için yapmamız gereken tek ÅŸey planlama… TÜSEDAD ileriye dönük bir vizyon ortaya koyuyor ve bu planlama için uÄŸraşıyor. Ä°ÅŸ ortakları ile birlikte küçük iÅŸletmelerin ayakta kalması ve sürdürülebilir üretim yapabilmesi için çalışmalarına devam ediyor.

​

Peki, sürdürülebilirlik nasıl saÄŸlanmalı?

​

Dünya’da hayvancılığın sürdürülebilir olması için karbon ayak izi çalışmaları devam ediyor. Hayvanların metan gazı üretimi ve dışkıları problem olarak görülüyor ve hayvanlar kesiliyor. Aslında bu deÄŸerli atığı tek bir iÅŸlemden geçirerek kompost haline getirdiÄŸinizde tarlalardaki verimliliÄŸi üst düzeye taşıyabilirsiniz. Topraklarımızdaki organik madde miktarı %0,8’e kadar düÅŸtü. Bu nedenle bu kadar deÄŸerli bir atığı sorun olarak görmek büyük hatadır. Hayvan keserek sürdürülebilir tarım yapmamız mümkün deÄŸildir. Aynı ÅŸekilde su kıtlığı da hayvancılığı etkiliyor. Ancak bunun için bizlerin yapabileceÄŸi tek ÅŸey iÅŸletmemizi kuracağımız alanı doÄŸru seçmek. Ä°lk adımda doÄŸru yer seçimi ile baÅŸlayan baÅŸarı su kaynaklarının doÄŸru kullanımı ile hem çevreci hem de sürdürülebilir üretim yapılabilir.

​

Bu zirvede; iÅŸletmemizi nereye kurmamız gerektiÄŸi, su kaynaklarının nasıl kullanmamız gerektiÄŸi, gübre yönetimi ve etkin kullanımı, hayvansal üretime yönelik devlet politikaları neler olmalı, nasıl büyür ve ayakta kalırız sorularına ortak akıl ile bir çözüm bulamaya çalışacağız. Bu konularda baÅŸarı saÄŸlamış panelistlerimiz bizlere nasıl baÅŸardıklarını anlatacaklar. Sürdürülebilir bir sistemde öngörü çok önemlidir. Öngörünüz yok ise neyi ne zaman yapacağınız imkansız hale gelir. TÜSEDAD bu konuda bir alarm sistemi iÅŸlevi görüyor. Biz sorunu öngörüp uyarılarımızı yaptığımızda, söz konusu sorunun herkesin idrak etmesi gerekiyor. Bu alarm sistemi içerisinde Agro TV’nin desteÄŸi sesimizi duyurmamızı saÄŸlıyor. Sürdürülebilir üretimde her oluÅŸumun desteÄŸi ve güç birliÄŸi ile baÅŸarı saÄŸlanıyor.

​

ÇİFTLİK ZİRVESİ LOGO_1-8.png

1.OTURUM

DÜNYADA EMTÄ°A VE ÇÄ°Äž SÜT FÄ°YATLARI

Hayvansal üretim yapan çiftçiler olarak zor bir 2022 geçirdik ve 2023’e bu zorlukların etkisiyle giriyoruz. TÜFE %100’ün üzerinde ve aynı ÅŸekilde Tarımsal ÜFE %122 seviyesinde gerçekleÅŸmiÅŸtir. Üretim maliyetleri hızla yükselmeye devam ediyor. Ä°hracat kısıtlamaları 2023 yılı Haziran ayına kadar uzatıldı. Bu demektir ki, önümüzdeki 6 aylık dönemde de fazla bir deÄŸiÅŸim beklenmiyor.

​

Yem fiyatları üzerindeki kur dalgalanmalarının etkisi üreticilerin üzerine bırakılmış durum gelmiÅŸtir. Hammaddeler ithal olduÄŸu için, hem ithalat fiyatları hem de kur farkları buna eklendiÄŸinde 1 litre sütün üretim maliyetini düÅŸürebileceÄŸimiz araçlara ihtiyacımız olduÄŸu açıktır. Yemde kurdan kaynaklı artışın çözümünü iÅŸletme bazında deÄŸerlendirmek gerekiyor. Yemi dövizle alıp sütü TL ile satıyoruz. Döviz yükselme eÄŸiliminde olduÄŸunda kendinizi koruma altına almalısınız. Bunun için eriÅŸilebilir kontratları kullanmak doÄŸru bir yol olabilir. Bu bir emtia olmak zorunda deÄŸildir. Finansal enstrümanları kullanmak da iÅŸletmenizin kendini korumasını saÄŸlayabilir. Emtia fiyatlarının baÅŸta yem fiyatlarının artması maliyetleri çok yükseltti. Sonuçta inekler kesildi, süt miktarı azaldı ve arzdaki bu azalmaya baÄŸlı olarak çiÄŸ süt fiyatları yükseldi. ÇiÄŸ sütün fiyatı yükselince kesimler azalamaya baÅŸladı. Dolayısıyla kısa bir süre içinde marketlerdeki et fiyatları yükselmeye baÅŸlayacak. Bu noktada atılacak en önemli adım; Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) eskiden olduÄŸu ÅŸekilde tüm ülkeyi ayrım yapılmaksızın, süt üreten tüm üreticilerin sütünü kaç liradan satacağını belirleyen bir sistemin yeniden devreye girmesi olacaktır. Böylece 3 saÄŸmalı olan da, 300 saÄŸmalı olan da sütünü kalite primleri dışında aynı fiyata satacak ve sürdürülebilir üretim halkasında yerini alacaktır. Ancak burada da bir sorun var ki USK kurulduÄŸundan beri sanayici bir baÅŸkan tarafından yönetilmektedir. Oysa konsey baÅŸkanının, Bakanlık temsilcisinin olması fiyatın belirlenmesinde tarafsız ve gerçekçi olunmasını saÄŸlayacaktır. Aynı ÅŸeklide sanayici dernekleri hiçbir ÅŸart olmadan USK’ya üye olabiliyorken, üretici dernekleri için birçok ÅŸart öne sürülüyor. Bu ikilemden dolayı TÜSEDAD da USK’ya üye olamıyor. Bu dengesizliÄŸin çözülmesi ise Tarım ve Orman Bakanlığı’nın elindedir.

​

Ülkemizde tarımın %55’i hayvancılıktan, geriye kalan %45’lik kısmı ise hayvanların beslenmesinde kullanılan yemlerin üretimi için yetiÅŸtiriliyor. 2022 yılı 3. Çeyrek Raporu’na göre tarımdaki büyüme %0 oranındadır. Bitkisel üretim (tarla ve bahçe tarımı) iyi durumda olduÄŸuna göre büyüme olamamasının sebebi hayvansal üretimdeki küçülmeden kaynaklanmaktadır. Küçülen bir sektörde sürdürülebilir üretim yapılamayacağı gayet açıktır. Bu aÅŸamada bankalar ve sübvansiyonlu krediler devreye girmektedir. Çiftçilerimizin bu desteklerden yararlanabilmesi finansal açıdan destekleyici olacaktır.

 

Son 3 yılda tüm dünyada emtia fiyatlarındaki yükselme trendi yavaÅŸlamış durumdadır. Bu durum ise gıda fiyatlarının stabilize olmasını saÄŸlayacaktır. Sonuçta ülkelerin hepsi dövize endeksli üretim yapmaktadır ve çiÄŸ süt fiyatları 0,6 € seviyesinde gerçekleÅŸmektedir. Ülkemizdeki çiÄŸ süt fiyatının bu seviyede olmasıyla sürdürülebilirlik saÄŸlanabilir. Son dönemde bölgesel de olsa bu noktaya ulaşılmış durumdayız. Yem fiyatlarının yüksekliÄŸi ve arz talep dengesinin bozulması ile zor bir dönem geçiren sektörümüzün önümüzdeki dönemde yapması gereken elindeki enstrümanları kullanarak üretime devam etmektir. Bu da yem bitkileri üretiminin artırılması ve çiftliklerin daha bilimsel yönetilmesinden geçiyor. Efektif beslenen, kızgınlık ve buzağılama aralığı kontrollü olan inekler ile ayakta kalmak her zaman mümkün olabilir.

​

​

ÇİFTLİK ZİRVESİ LOGO_1-8.png

2.OTURUM

ÇÄ°FTLÄ°KLERDE SÜRDÜREBÄ°LÄ°R YAKLAÅžIMLAR VE PROJELER

Süt çiftçilerinin sürülerinin performansını güçlendirmek için aldıkları kararlar, çiftliklerinin ekonomisi ve çevresel ayak izi üzerinde de büyük bir etkiye sahiptir. Dünyada üretilen birim başına sera gazı emisyonları 60’lı yıllardan bugüne yüzde 60 oranında düÅŸtü. Ruminantlardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarının yüzde 70’i, düÅŸük ve orta gelirli ülkelerde yapılan verimsiz hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Ancak çiftliklerde verimliliÄŸi artırarak bu oranı daha fazla düÅŸürmek mümkün olabilir. Bunun için de öncelikle verimli laktasyon ömürlerini artırmak gerekiyor. Sürdürülebilir çiftlikler için hidroksi iz mineraller ve glukonatlar baÅŸta olmak üzere geliÅŸtirilen önemli projeler, performansı ve karlılığı yüksek, sürdürülebilir çiftlikler için bir tercihten öte zorunluluk olmaya baÅŸladı.

 

Çiftliklerde mevcut yem ham maddelerinden bu mineralleri karşılamak mümkün deÄŸildir. Bu aÅŸamada hidroksi iz mineraller adını verdiÄŸimiz teknolojimiz minerallerin biyoyararlanımını yükseltiyor ve dışkıdan minimum düzeyde metal iyonu atılmasını saÄŸlıyor. Böylece dünya gündeminde olan hayvansal üretimin çevreye zarar verdiÄŸi olgusunun karşısında bir argümanımız olmuÅŸ durumdadır. Besleme konusundaki bu geliÅŸmenin yanı sıra, hayvanların her olgusunun takip edilmesi sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından önemli bir diÄŸer konudur. Kızgınlık takibi, döl tutma, doÄŸum stresi, sıcak stresi ve saÄŸlığa iliÅŸkin tüm verilerin çok hızlı ve doÄŸru ÅŸekilde takip edilmesi olmazsa olmazlar arasındadır. Özelikle hayvan sayısı arttıkça, veri takibi konusunda dijitalleÅŸme bir zorunluluk halini almıştır. Hem günlük hem anlık olarak veri takibinin yapılması, iÅŸletmenin bir dijital hafızanın oluÅŸmasına katkı saÄŸlamaktadır. Bunun yanında ileriye yönelik planlama ve verimlilik açısından mutlaka kullanılmalıdır.

 

Dünyada ruminantların payı %25 olmasına raÄŸmen bu oran ülkemizde % 40 civarındadır. Buradan anlıyoruz ki Türkiye bir ruminant ülkesidir. Bu pay 2020’de %53, 2021 yılında ise %52 civarındaydı. DiÄŸer göstergelerin yanı sıra bu da hayvancılığımızın küçüldüÄŸünün bir diÄŸer kanıtı olmuÅŸtur. Peki, süt fiyatları az da olsa üreticiyi memnun edecek duruma gelmiÅŸken, elimizdeki hayvanlarımızı nasıl saÄŸlıklı olarak koruyup, sürdürülebilir üretimde kalacağız? Bu noktada koruyucu saÄŸlık faktörleri devreye girmektedir. Hastalanan bir hayvanı tedavi etmek her zaman koruyucu önlemlerden daha pahalıdır. Bu nedenle hayvanların saÄŸlıklı kalmasını saÄŸlamak avantajlıdır. Bu amaçla; aşılar, koruyucu ajanlar (anti paraziterler) ve yem katkı maddelerinin mutlaka kullanılması gerekmektedir. Bu ÅŸekilde desteklenen hayvanlarda verim düÅŸüklüÄŸü olmayacağı gibi hastalıklardan kaynaklanan masraflar da en aza indirilmiÅŸ olacaktır.

​

​

​

ÇİFTLİK ZİRVESİ LOGO_1-8.png

3.OTURUM

ÇÄ°Äž SÜT ÜRETÄ°MÄ°NDE VERÄ°MLÄ°LÄ°K, TÜKETÄ°CÄ° BEKLENTÄ°LERÄ° VE MARKALAÅžMA

TÜSEDAD, süt üretiminin giderek zorlaÅŸtığı dönemde üreticilerin üretimden vazgeçmemesi ve üreticilerimizin ayakta kalmak için farklı çıkış yolları aramasına ve örgütlenmesine katkıda bulundu. Hayvansal üretimde örgütlenme en önemli konulardan biridir. STK’ların gücü yadsınamaz. Özellikle bürokrasi ile üreticiler arasındaki organik bağın kurulması ve seslerin duyulması açısından en önemli kurumlar STK’lardır. Dolayısıyla tüm üreticilerimizin bu konuda ilgili olması ve tek çatı altında birleÅŸerek güçlenip bir marka yaratma konusunda istekli olmaları önemlidir. Böylece finansal okur yazarlık konusunda da etkin bir çalışma içinde olunabilir. Bu noktada küçük aile iÅŸletmeleri mi desteklenmeli yoksa konvensiyonel üretim yapan çiftliklerin mi desteklenmesi sorusu da cevaplanabilecektir.

 

Küçük iÅŸletmelerinin örgüt çatısı altında birleÅŸmesi ile markalaÅŸma konusu da çözüme kavuÅŸabilecektir. MarkalaÅŸma sadece büyümekle ilgili deÄŸil, üreticiyi destekleyen ve onarıcı tarım yapan projeleri ortaya koymakla da ilgilidir. Bu konuda ‘Aysun The Sütçünün 8100 bakkalı’ da önemli örneklerden biridir. Sonuca bakıldığında tek çatı altında çalışmalarını yürüten küçük iÅŸletmelerimiz, toplumun ihtiyacını anlama, karşılama konusunda tutkuyla çalıştıklarında baÅŸarıya ulaÅŸacaklardır. MarkalaÅŸma konusunda ülkemizin eksik olduÄŸu üretim konusunu seçmek ve bu konuda araÅŸtırmalar yaparak fikri hayata geçirmek ülkemiz hayvancılığının geliÅŸmesi açısından da önemlidir. ÖrneÄŸin manda sütünden elde edilen mozeralla peyniri için çalışmak, ülkemizdeki manda sayısında önemli bir artışla sonuçlanmıştır. Ancak bu konu desteklenmeli ve manda sütü üretimi artırılmalıdır.

​

​

ÇİFTLİK ZİRVESİ LOGO_1-8.png

4.OTURUM

ÇÄ°FTLÄ°KLERDE VERÄ°MLÄ° ÜRETÄ°M Ä°ÇÄ°N ÇÖZÜMLER VE YENÄ°LÄ°KLER

Verimli üretimin temeli çiftliÄŸi verimli bir ÅŸekilde yönetmekten geçiyor. Üretim maliyetleri ucuz olsa dahi iyi yönetilmeyen bir çiftliÄŸin para kazanması mümkün deÄŸil. Ä°yi yönetimden kastedilen; iyi bir yem akışı, gübre kontrolü, genetik kapasite ve sürünün doÄŸru yönetilmesi. ÖrneÄŸin buzağılama aralığının 450 günden 420 güne indirilmesi 30 günlük yem masrafının azalması anlamını taşımaktadır. BaÅŸka bir konu ise kaba yemlerin besin maddesi içeriklerinin artırılmasıdır. ÖrneÄŸin yoncanın ham protein içeriÄŸini %14’den %19’a çıkardığınızda kesif yem miktarından yaklaşık 500 gr kar etmiÅŸ olunur. Bu tip bilimsel çalışmalar ile verimli üretim yapmak mümkündür. Bunun yanında çiftliklerde teknoloji kullanımının artırılması, otomasyon ekipmanlarının kullanılması hem personel masrafını azaltmakta hem de daha hijyenik üretim saÄŸladığından sütün kalitesi artacağından kazanç doÄŸrudan etkilenecektir.

 

Özellikle son dönemde çiftliklerde çalışacak personel bulmakta yaÅŸanan zorluk otomasyon ile aşılabilir. Tabiki bu sistemlerin de bir maliyeti vardır ancak uzun dönemde kazançlı olunacağı da açıktır. Ayrıca, verimli bir çiftlik olmak için çiftlik verilerini yani hayvanların bizimle konuÅŸmalarını iyi takip etmek de gereklidir. Kurulan ölçüm sistemleri ve yazılımlar ile hayvanları bireysel olarak takip etmek, verimdeki düÅŸüÅŸleri takip etmek buna baÄŸlı yem tüketimi ve saÄŸlık konularında bilgi sahibi olmak sürünün devamlılığı ve karlı üretim için önemlidir.

​

​

​

ÇİFTLİK ZİRVESİ LOGO_1-8.png

KAPANIÅž

GeldiÄŸimiz noktada süt fiyatlarının sektörün temeli olduÄŸunu görüyoruz. Süt fiyatının üreticinin zarar etmeyeceÄŸi noktaya ulaÅŸması bizlerinde, farklı konuları konuÅŸmamıza, verimliliÄŸe, deÄŸer zincirine ve çevreci yaklaşımlara yönelmemize neden oluyor. Olması gereken de budur. Bizim misyonumuzun en başında gelen sürdürülebilirliktir. Bunun için olmazsa olmaz konular var. Ä°ÅŸletmelerin para kazanmaya ihtiyacı var…… Para kazanamayan iÅŸletme kötü bir kısır döngüye giriyor. Daha ucuz olsun diye kalitesiz yem alıyor. Daha kalitesiz yem daha kalitesiz gıda üretmeye neden oluyor. Tüketici ise daha pahalıya kalitesiz gıda ile yaÅŸamaya baÅŸlıyor. Dolayısıyla üretimde kalitenin çok önemli olduÄŸunu her mecrada vurgulamamız gerekiyor.

 

Tarımda ne verirsen onu alırsın. Fark yaratmak önemli. Fark yaratacak olanlarda biz üreticileriz. Buradan ÅŸunu çıkarmak mümkün; romantik fikirler baki kalmak koÅŸuluyla, dünyanın saÄŸlıklı ve uygun fiyatlı gıdaya ulaÅŸma konusundaki çabalarına ayak uydurmak zorundayız. Bunun için dünya trendi ise orta ve büyük ölçekli iÅŸletmeler. Bu noktada önerimiz çiftçilik yapmak isteyen gençlere tek baÅŸlarına deÄŸil birleÅŸerek çalışmaya baÅŸlamaları. 10 baÅŸlık bir çiftlik yerine kapasitesi daha büyük orta ölçekli bir iÅŸletme kurmaları yönünde. Bu iÅŸletmeler gelecek için potansiyel içermektedir. Son olarak, ülkemizin çok deÄŸerli toprakları olduÄŸunun unutulmaması gerekiyor. Bu deÄŸeri teknoloji ve bilimle birleÅŸtirirsek, geleneksel üretimi aÅŸarak bilime ayak uydurursak baÅŸarılı oluruz. Böylece günümüzün en büyük sorunlarından biri olan ÅŸehre göçü de bir miktar engellemiÅŸ ve taÅŸra kültürümüzü de kaybetmeden yaÅŸayan bir toplum oluruz.

​

​

 

bottom of page